Ev kokarmış. Booşveeeer, kokarsa kokar... Gaz yaparmış. Ammaaaan yaparsa yapar. Lahana pişeceeek.Hepsi birbirine bağlı. Hikaye etsem bari, bağlantılı yazsam. Mutfağımda üç gün içinde olan bitenin bir kısmıdır. Ne kadar eğlendiğimin resmidir. Nasıl da aklımla bin yaşayasım gelir bu hallerimi görünce, tercümesidir.
Mutfakta yaratıcılık, bereket ve lezzetin sınırları olmamalı.
Lezzet sofraların umudu, neşesi. Ne kadar keyifle oturuyorsak o sofrada, öylesine barışıktır aile bireyleri.
Bereket, ekonomik sınırlarını genişletir mutfağın. Çoğaltılabilen her lokma, doyacak bir başka
can demek.
Yaratıcılık ve de, bence en önemlisi olan yaratıcılık, lezzet ve bereketin anası.
Yaratıcılık açısından en kolay start alınabilecek yer de mutfak. Öyle yani, bir insanın her gün mutlaka zaman harcaması gereken yerde yaratıcı olması kadar normal ne var ki?
Laf ağzıma gelmişken söylemeliyim; hiç çözemediğim mutfak tipi, "Bugün ne pişirsem?" tipidir! Üç beş yemeği kayda almıştır ya, döner durur aralarında, bir çeşnisini dahi değiştirmeden.
Kapuska dile gelseEn sevdiğim de kendi tipim. İkiletmeden mutfağa girer, yapar eder, iş biter. Gören 'maaaşallah' der. Şimdi oraya geliyoruz işte. Bir lahana macerasıdır ki aldı başını laylaylom. Kafam kadar var bu, zor ama tüketilecek bazı şekillerde. Kapuskayla start versem mesela. Yaşantıma geç girdiydi bu kapuska ama kişisel çabalarımla, her yaptığımda hayranlığımı artarak kazanmayı başarıyor.
Tencereye girecek halini alana kadar, oynaşıyoruz biraz. Bıçağı kök kısmın içinden çevirerek konik bir kuyu açıyorum. Sonra bıçağı dibine vardırmadan, dilimliyorum lahanayı. Açılıp saçılmayacak gibi, tamam mı?
Tepe üstü oturuyor lahanamız kendi kadar ve içinde bol soğanla kavrulmuş kıyma olan bir tencereye. Konik kuyu ve kesilen dilimler sarmısak dişleri, biber salçası, biberiye, süs biberi, deniz tuzu, limon kabuğu çentikleri filanla doldurulacak. Verin suyunu sızmasını da bir limon suyuyla tamamlayıp, ağzınıza göre yumuşayana kadar pişsin dursun artık.
Ara ara tat ve tuz ayarı yapılırsa iyi olur tabii.
Haa bir de, servis anında mis gibi tereyağında kırmızı biber sosu bu yemeğe ilaçtır.
Lahanamız böyle piştiğinde tersyüz edilerek bir fırın kabına alınabilinir, ki tavsiyem çömlektir tabii...; üzerine acayip bir peynir rendesi* şöleni saçılıp fırınlanabilir..., yine acayip bir seremoniyle getirilip sofra üzerine bırakılabilir ki..., olanca konuğun hayretine mazhar olacak, dil ısırtacak ve bundan böyle kapuskanın geçirebileceği evrimin son kertesi olarak akıllara kazınacaktır. Kim demişmiş bakiiim kapuska misafir yemeği değil diye? (Not: Ha bu paragraf şimdilik sadece hayalimdedir. Yaparız da evelallah.)
Araya bir mantı da sıkıştıralım bakalım
Mevzu'u kelem daha bitmedi. Dondurucuda duran
mantıların araya mecburi giriş yapması gerekti sadece. "Hadi değişik mantı bişeyi yapsana"ya geldim, haşlanmış üç pancar tanesine güvenip girdim mutfağa.
Mantılarım haşlanırken pancarlar rendelendi. Yoğurt sarmısaklandı. Sarmısak dişlerini toprağa gömüp elde ettiğim
garlic chives toplandı. Önce pancar rendesi, sonra yoğurt, üstüne de mantılar dizildi. Acısından faydalanmak üzere bir süs biberi kırıldı tepesine. Sarmısak yeşilliği ile süslendi. Sızma gezdirildi ki, siz yine tereyağında kırmızı biber sosunu tercih edin bence.
Pembe pembe oldu rengi yoğurtla karışınca, yiyen 'offfşşşş' dedi.
Suyuna da çorba pişirdim mi sana?
Oooooh, ne lezzettir bu içinde mantı haşlanan su. Sıcacıkken henüz, aklıma nasıl geldiyse geldi, içine tarhana basıp bıraktım. Soğuyunca da dolaba kalktı.
Ertesi gün olduğunda kaynayan tarhanaya kapuskadan kalan lahanalar katıldı. Beyaz peynir ve kuru naneyle içilip olanca güçte şükredildi.
Lezzete, berekete ve yaratıcılığa...
Evin kokusu işte bunlar.
Gaz maz yok.
Gaza gelin diye söyledim.
Bu da kapuska moranim...
* karışık peynir rendesi şöleninde hayalimde turuncu peynir de var. Ne peyniriydi o yaaa, eritme denirdi sanki de..., mumlanmış satılan Hollanda peynirleri gibi miydi? Ben çocukken Amerikan yardımı diye ilkokullarda dağıtılırdı, yanında da süt tozu :( Neyse rengi aynen mimolette, bulursak mimolette koyalım olur mu?